Polis memuru hangi durumlarda avukatın üst aramasını yapabilir ?
Avukatın Üst Araması
Soru: Adliyede polis memuru olarak görev yapmaktayım x-ray kontrol noktasındayken bir avukat kimliğini gösterdikten sonra geçişi esnasında cihaz sinyal verdi. Avukatın çantasında metal bir şey olduğundan bahisle çantasına bakmak istedim avukat çantasının açılmasına izin vermedi ve çantamı açmıyorum dedi tartıştık Avukatların üstü veya çantası aranabilir mi, kontrol edebilir miyim? Bu konu hakkında bilgi verirseniz sevinirim?
Cevabımız: Avukatın üzerinin aranmasına ilişkin Avukatlık Kanunu’nda bulunan hüküm şu şekildedir “Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.” Polislerin arama ve durdurma yetkisi ise, PVSK madde 4/A’da açıklanmış olup, polisin istisnasız herkesi durdurma yetkisi vardır. Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için, “umma” derecesinde makul şüphe olması gerekmektedir. Ayrıca şüphe bulunmadan, süreklilik arz edecek fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz. Kolluk, görevini yerine getirirken, kendisinin kolluk görevlisi olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir; şüpheye yol açan davranışları ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir; kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir. Kolluğun durdurma yetkisini kullanabilmesi için tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanarak, kişinin bir suç işleyeceği veya işlediği hususunda veya kişinin silahlı olduğu ve hâlen tehlike yarattığı konusunda makul bir sebebin bulunması gerekir.
Yine PVSK uyarınca Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Ayrıca Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği madde 27 uyarınca kolluk; kişileri ve araçları, kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla arayabilir. Polisin kamu hizmetine özgülenmiş binalardaki(adliye gibi) arama yetkisini incelediğimizde, Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği madde 25 te Hâkimden önleme araması kararı alınması gerekmeyen hâller başlığı altında düzenlenen hüküm şu şekildedir. “Aşağıdaki hâllerde yapılacak aramalarda ayrıca bir arama emri ya da kararı gerekmez: … Devletçe kamu hizmetine özgülenmiş bina ve her türlü tesislere giriş ve çıkışın belirli kurallara tâbi tutulduğu hâllerde, söz konusu tesislere girenlerin üstlerinin veya üzerlerindeki eşyanın veya araçlarının aranmasında önleme aramaları kolluk güçleri tarafından da yapılabilir.” Bu bakımdan polis kamuya özgülenmiş binalarda önleme araması kararı almaksızın arama yapabilir.
Somut olayımızı incelediğimizde, kamuya özgülenmiş bir bina olan adliyede polis tarafından avukatın çantasında kişilerin hayatını veya vücut bütünlüğünü tehlikeye koyabilecek metal bir şey olduğundan bahisle(silah gibi) makul şüphe üzerine avukatın çantasına bakmak istenmekte ve durdurma işlemi yapıp akabinde arama işlemi yapılmak istenmektedir. Avukatın çantasında umma derecesinde yeterli şüphe uyandıracak şekilde suç eşyası olarak değerlendirilecek bir şey bulunuyorsa polis öncelikle Pvsk Madde 4 uyarınca durdurma işlemini yapabilecektir. Olayımızda X-Ray cihazı sinyal verdiğinden çantada metal bir şey olduğu şüphesiyle ve avukatın tedirgin davranışlarından ötürü, bunun kişiler açısında tehlike yaratabilecek bir durum olduğu ve arama ve gerekli tedbirleri alma yetkisi açısından yeterli bir şüphe olduğu izahtan varestedir. Bu bakımdan polis memuru, yukarıda belirttiğimiz hem PVSK hem Adli ve Önleme Araması Yönetmeliği gereğince gerekli tedbirleri alabilecektir.
Her ne kadar avukatlık kanunda ağır cezayı gerektiren suçüstü hali dışında avukatın üzerinin aranmayacağı hükmü bulunsa da bu arama adli aramaları kapsamakta olup avukatın göreviyle ilgili bir suç isnadı olması halinde aranamayacağını düzenlemiştir. Açıkladığımız hususlara ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen avukatın polis tarafından aranmasının hizmet kusuru oluşturmayacağını bu bakımdan avukat tarafından talep edilen tazminatın reddine ilişkin karar şu şekildedir ” ..davacının olay esnasında adli bir görev yapmadığı ve kendisinin avukatlık veya diğer bir görevden dolayı bir suç isnadı altında olmadığı, dolayısıyla 1136 sayılı Yasanın 58. maddesi hükmünün ihlalinin söz konusu olmadığı ve tüm bunların sonucu olarak da idarenin bir hizmet kusurundan söz edilemeyeceği sonucuna varıldığından talebin reddine karar verilmiştir” Dolayısıyla avukatın mesleğinden kaynaklı bir suç isnadı olmayan hallerde yukarıda izah ettiğimiz kanuni gerekçelerle kolluk arama işlemini yapabilecektir.
Ancak uygulamada tatsız olayların yaşandığı ve hukuki tartışmalara da sebebiyet verdiğinden kolluk görevlilerinin, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde öncelikle savcıya sonra amirlerine bilgi vererek gelen talimatlara göre hareket etmesi daha isabetli bir davranış olacaktır. Olumsuz bir olayın yaşanması durumunda, polis memuru adli ve idari amirlerinden gelen talimatla hareket ettiği için hukuki ve cezai sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.
Not: Disiplin cezası alan, Atamada sorun yaşayan, Rütbe terfi alamayan, Branştan çıkarılan, Pomemden elenen, Fazladan şark yapan, eş durumu ataması yapılmayan, Polis okullarından ilişiği kesilen veya Başka konularda idare ile sorun yaşayan bütün memurlar ve öğrenciler, sorunların çözümü ve detaylı bilgi için iletişime geçebilirsiniz.
GSM: 0552 559 4913
Açığa alınan memura maaşından yapılan kesinti ne zaman ödenir
Bekçilerin haftalık çalışma saatleri hakkında bilgi. Bekçiler haftada en fazla kaç saat çalıştırılabilir.
Soru: Merhabalar, Çarşı ve Mahalle Bekçisi olarak A ilinde görev yapmaktayım. Bildiğiniz gibi Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nda bekçilerin haftada 40 saat çalıştırılmaları gerektiği yazıyor. Ama biz haftada 40 saatten fazla çalışıyoruz. Hatta bazı haftalar 6+1 şeklinde yani 6 gece (gece 12 saat) 1 gün izinli olarak çalıştırılıyoruz. Bekçiler haftada kaç saat çalıştırılabilir ? Bu konu hakkında bizleri bilgilendirirseniz çok seviniriz. Ayrıca desteklerinizden dolayı sizlere minnettarız. Şimdiden teşekkür ederiz.
Cevabımız: Değerli takipçimiz öncelikle görevlerinizde başarılar ve kolaylıklar dileriz. 7245 No’lu ve 11/06/2020 Kabul Tarih’li Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun çıkmasıyla, bekçilerin çalışma saatlerinde bazı düzenlemelere gidildi. Dilerseniz bekçilerin çalışma saatlerini düzenleyen ilgili kanun maddesi üzerinden “ bekçilerin çalışma saatleri ” ni izah edelim.
Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu‘nun “Çalışma Saatleri” başlıklı 12. maddesi şu şekildedir:
MADDE 12 – (1) Çarşı ve mahalle bekçilerinin haftalık çalışma süresi kırk saattir. Emniyet ve asayişin gerektirdiği durumlarda haftada bir gün istirahat verilmek kaydıyla bu süre artırılabilir.
(2) Günlük çalışma saatleri esas olarak güneşin batış saatinden doğuş saatine kadar olan zaman dilimini kapsayacak şekilde düzenlenir.
(3) Çarşı ve mahalle bekçileri güvenlik veya kamu düzeni ile görevi etkileyen zorunluluk hâlleri haricinde birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen çalışma süresi ve saatleri dışında çalıştırılamaz. Güvenlik veya kamu düzeni ile görevi etkileyen zorunluluk hâllerine ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
İlgili maddenin 1. fıkrası “Emniyet ve asayişin gerektirdiği durumlarda haftada bir gün istirahat verilmek kaydıyla bu süre artırılabilir” şeklinde düzenlendiğinden. Yani bir diğer ifadeyle; ilgili maddenin ve fıkrasının açık, net, kesin ve anlaşılabilir olarak düzenlenmesi gerekirken; “emniyet ve asayişin gerektirdiği durumlar” açıklanmayarak yoruma açık bir şekilde düzenlendiğinden, Türkiye’nin birçok il’inde malesef bekçiler haftada 40 saatten fazla çalıştırılmaktadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti olup; doktrinde hukuk devletinin unsurlarından bir tanesi “ Belirlilik ” ilkesidir. Bu ilkeye göre, kanun düzenlemelerinin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve şüpheye yer vermeyecek şekilde “AÇIK, NET, ANLAŞILIR ve UYGULANABİLİR” olması ve ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu tedbirler içermesi de gereklidir.
Ayrıca istisnai durumlarda bir kanun maddesinin anlaşılması için yorum yapılması gerekirse, hukuki bilgi ve birikimi olan bu alanda uzman yargı mensuplarınca kanun maddelerinin yorumlanması gerekir. Devlet Personel Başkanlığı gibi merciler bile sadece görüş bildiriyor, Ombudsman gibi Kamu Denetçiliği Kurumları dahi sadece tavsiye kararları verebiliyorlar. Bu ve benzeri kurum ve kuruluşlar dışındaki Egm vb. diğer devlet kurumları kanunları yorumlayıp tavsiye kararları veremezler. Bu kurumların kanunları yorumlaması değil, uygulaması gerekmektedir. Diğer bir husus ise; yetkilerle ilgili ilkeler arasında “Potestas stricte interpretaur” ilkesi gereği, Yetkiler dar yorumlanır. Yorum veyahut kıyas yoluyla yetkilerin genişletilmesi söz konusu olamaz.
Bu hukuki ilkeleri açıkladıktan sonra bekçilerin çalışma saatlerini belirleyen kanun maddesine dönecek olursak; Bekçilerin haftada 40 saat çalışması gerektiği kanunda açıkça yazılmıştır. “Emniyet ve asayişin gerektirdiği durumlarda haftada bir gün istirahat verilmek kaydıyla bu süre artırılabilir” hükmünde geçen “emniyet ve asayiş” olaylarının, emniyet hizmetleri personelleri polis ve bekçilerin görevlerini ifa ederken rutin olarak karşılaştıkları emniyet ve asayiş olaylarının olmadığı, rutinin dışında takviye kuvvet gerektirecek büyük olayların olduğu açıktır. Aksi halde, rutin emniyet ve asayiş olayları olarak değerlendirilecek olursa, bir önceki cümle olan “Çarşı ve mahalle bekçilerinin haftalık çalışma süresi kırk saattir” cümlesi ile çelişmiş olacaktır. Zira Rutin emniyet ve asayiş olayları olarak değerlendirilmesi durumunda, bu tür rutin olaylar her gün olduğundan; bekçilerin asla haftada 40 saat çalışmaması gerekir. İlgili maddede geçen “haftalık çalışma süresi 40 saattir” cümlesinin hükmü kalmamış oluyor.
Sonuç olarak; Emniyet Genel Müdürlüğü kanunu uygularken,Kanun maddesinin anlamını genişleterek “emniyet ve asayişin gerektirdiği durumlar”ı, rutin emniyet ve asayiş olayları olarak değerlendiremeyeceği,
Böyle değerlendirilmesi durumunda kanunun kendi içinde çelişeceği,
Bekçilerin haftada 40 saat çalışmaları gerektiği,
Rutinin dışında emniyet ve asayiş olaylarının çıkması durumunda, Bekçilerin haftalık çalışma saatlerinin arttırılabileceği,
ilgili kanun maddesinde bir yanlış anlama varsa, yetkili kurum ve kuruluşlardan görüş talep edilerek, bu görüşler doğrultusunda çalışma saatlerinin düzenlenmesi veya yönetmelikle emniyet ve asayiş durumlarının neler olduğu konusunda net bir açıklama yapılarak, çalışma saatlerinin düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Allah yardımcıları olsun çok zor şartlarda çalışıyorlar,yaya saatlerce geziyor lar ,kar yağmur , rüzgar
Bekçiler olarak gece çalışıyoruz. Yağmurlu havalar ve soğuk bizi yoruyor ve yıpratıyor. Gece çalışmaya itirazımız yok ancak bedenen ve fiziken yıprandığımız için haftalık çalışma saatlerimizi yasada olduğu gibi 40 saat yapsalar çok memnun kalacağız.
Peki o gerektiren durum 2 yıldır bitmiyormu ? Asayişin ve emniyetin gerektirdiği durum
Abi danisacagin bir merci yokki emniyet budur diyor biz üste çıktık mi kapıdan kovuluyoruz veya soruşturma geçiriyoruz
Açığa alınan memura maaşından yapılan kesinti ne zaman ödenir
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Adaletin tesis edilmediği bir düzende hükümde adil olmayacaktır. (!)
Avukat la savcıyla yada hakimlerle hiç uğraşmaya gerek yok,sonrasında polisi her şekilde haksız çıkarırlar, kimse de arkasında durmaz işini düzgün yapıyorsun diye takdir etmez,olay sonrası yerin değişir düzenin bozulur.
Acı ama gerçek bu…
yetki sınırını aştığın için ceza almak ne zamandan beri acı